Sektörde daima ilkleri ve yenilikleri benimseyen, farklı tasarımlar ve yaratıcı projeler sunan Yapı Havuz; alternatif çözümlerle öncü olmayı, kalite ile fiyatı, teknikle performansı, tecrübeyle güveni ve estetik anlayışını bir arada sunmayı ilke ediniyor.
Prefabrik havuz sektörünü, Yapı Havuz’un global projelerdeki rolünü ve 10.000 metrekare alanda faaliyet gösteren üretim tesisini konuştuğumuz Yapı Havuz Genel Müdürü Cüneyt Okande, prefabrik havuz tercihini etkileyen unsurları, kalite standartlarını ve 2023 yılında hayata geçirilen mega projeleri anlattı.
YAPI HAVUZ GENEL MÜDÜRÜ CÜNEYT OKANDE
Yapı Havuz olarak, prefabrik havuzlardan panel havuzlara, betonarme havuzlardan liner kaplama sistemlerine, süs havuzlarından çocuk havuzlarına kadar birçok farklı havuz çeşidini sektörle buluşturuyoruz.
Peki projelerde havuz tercihini etkileyen başlıca etmenler nelerdir? Bir havuz projesi yaptırılırken nelere dikkat edilmelidir?
Yaklaşık 20-30 yıllık süreçte havuz sektörünün hızla gelişmesiyle birlikte, üretimdeki teknolojik ilerlemeler, işçilik kalitesi ve uygulama maliyetlerindeki çeşitlilik; birçok alternatif ürün ortaya çıkarmıştır.
Ancak tüm bu gelişmelerin merkezinde hâlâ mühendislik ve teknik standartlara bağlılık yer almalıdır.
Bir proje sahibi, ihtiyaçlarına uygun havuz tipini seçerken; kullanım kolaylığı, garanti süresi, dayanıklılık ve servis desteği gibi başlıca faktörleri dikkate almalıdır.
Bu talepler doğrultusunda, prefabrik havuz ürün gamı da yıllar içerisinde ciddi ölçüde genişlemiştir.
Yaklaşık 40 yıldır Avrupa’da, son 25 yılda ise dünya genelinde büyük ivme kazanan prefabrik havuz sistemleri; özellikle pandemi sonrasında artan müstakil yapı talebiyle birlikte, uygulama hızı, maliyet avantajı, kullanım ömrü ve satış sonrası destek gibi kriterlerle öne çıkmıştır.
Ulusal Havuz Enstitüsü (UHE) verilerine göre, prefabrik havuzlar günümüzde sektörde %15-20 oranında yer almaktadır.
Yapı Havuz olarak, yalnızca üretici kimliğimizle değil, aynı zamanda havuz taahhüt süreçlerinde edindiğimiz profesyonellik ve saha tecrübemizle de öne çıkıyoruz.
Sektörde 1996’dan bu yana faaliyet gösteren ve projeyle yola çıkan bir firma olarak, işin temelinde her zaman mühendislik disiplini ve projeye bağlılık olduğuna inanıyoruz.
Bu anlayış doğrultusunda, yalnızca ürün satışı değil, satış sonrası hizmetlerde de yüksek standartları hedefliyoruz.
Ülkemizde “prefabrik havuz” kavramı ne yazık ki zaman zaman market tipi, kısa ömürlü ve düşük kaliteli ürünlerle karıştırılıyor.
Ancak prefabrik havuz sistemleri oyuncak ya da geçici çözümler değildir.
Bu sistemlerde, tıpkı betonarme havuzlarda olduğu gibi suyun statik yükünü taşıyacak mühendislik hesabı, iç izolasyon yapısı, dezenfeksiyon düzenekleri ve uluslararası filtrasyon standartlarına uygun sistemler bulunmalıdır.
Yani prefabrik havuzlar da ciddi bir statik proje, hesaplama ve teknik altyapı gerektirir.
Yapı Havuz olarak biz, bu konuda bilinçli hareket ediyor; tercih ettiğimiz tüm iş ortaklarımızı mühendislik odaklı değerlendirme kriterleriyle seçiyoruz.
Amacımız sadece ürün sunmak değil, aynı dili konuştuğumuz profesyonel yapı sahiplerine uzun vadeli çözüm ortaklığı sağlamaktır.
Türkiye’nin lider kurumlarının Yapı Havuz’u tercih etmesi de bu vizyonun bir sonucudur.
Keşif, projelendirme, üretim, montaj ve servis süreçlerinde belirlediğimiz yüksek standartlar bizi sektörde ayrıştıran başlıca unsurdur.
Ancak sektörün bu kadar hızlı büyüdüğü bir ortamda, bazı temel mühendislik detaylarının göz ardı edilmesi ciddi riskler doğurmaktadır.
Örneğin; galvaniz sac, demir profil ve kaynaklı sistemlerin toprak altına doğrudan gömülmesi, çok kısa sürede korozyon oluşumuna ve sistemin bozulmasına neden olur.
Bu tür malzemelerin mutlaka toprakla temasını kesen özel kaplamalarla izole edilmesi gerekir.
Ayrıca kullanılan galvaniz sacların çinko kaplama mikron kalınlıkları da büyük önem taşır.
Sahada kullanılan bazı malzemeler, yalnızca görsel olarak uygun görünse de teknik açıdan yetersizdir.
Statik boya ya da yaş boya ile kaplanmış yüzeyler, toprak altı kullanımına uygun değildir.
Bu noktada, sacların kalitesi yalnızca dış görünüşle değil, teknik sertifikasyonlarıyla anlaşılabilir.
Prefabrik havuzlar için her kullanım alanı, kendine özel bir proje, teknik altyapı, statik hesap ve imalat süreci gerektirir.
Ne yazık ki ülkemizde bu süreçleri doğru yöneten firma sayısı sınırlıdır.
Kurulum kılavuzlarında yer alan kurallara uygun üretim ve montaj yapılmadığında; hem ürünün ömrü kısalır hem de kullanıcı güvenliği riske girer.
Yapı Havuz olarak biz, sektöre yön veren bir marka olmanın sorumluluğu ile hareket ediyor; projeye özel teknik çözümler sunarak, uzun ömürlü ve güvenilir havuz sistemleri inşa ediyoruz.
Bir projede başarıyla kullanılan ve çok beğenilen bir prefabrik havuz sistemi, farklı bir projede aynı sonucu vermeyebilir. Çünkü yüzme havuzları yayılı yük taşıyan sistemlerdir ve performansı; zemin yapısı, çevre koşulları, kullanım yoğunluğu ve kullanıcı sayısı gibi birçok değişkene bağlı olarak farklılık gösterebilir. Yük dağılımı, zemin sertliği ve çevresel etkenler, sistemin dayanımı üzerinde doğrudan etkili unsurlardır.
Yapı Havuz olarak tüm ekipmanlarımızı, toprak altındaki korozyonu önleyecek özel bir lak kaplama ile koruma altına alıyoruz.
Ayrıca, demir kaynaklar su ve toprak altında kesinlikle kullanılmamalıdır. Çünkü galvanizli yüzeylerde korozyonun ilk başladığı noktalar, doğrudan kaynak yapılan bölgelerdir.
Bu sorunu ortadan kaldırmak adına, tarafımıza ait patenti ve sertifikası bulunan Press Kilit Sistemi'ni geliştirdik. Bu sistem sayesinde panel ve destek omega üretiminde kaynak yerine teknolojik bir çözüm sunuyoruz.
Bugüne kadar yaklaşık 17.000 adet havuz imalatını başarıyla tamamladık.
Son dönemde özellikle bungalov ve tiny house gibi prefabrik yapıların önünde estetik ve teknik olarak tercih edilen bir sistem haline geldik.
Prefabrik havuzlarda temel olarak üç ana segment bulunur:
-
Tam gömülü
-
Yarı gömülü
-
Zemin üstü
Her biri farklı statik hesap, farklı ekipman ve farklı malzeme bilgisi gerektirir. Örneğin, zemin üstü bir havuzu doğrudan toprağa gömmek teknik açıdan ciddi bir hata olur.
Bu detaylar, hem mühendislik hem de güvenlik açısından büyük önem taşır.
Deprem bölgelerinde yapılan gözlemler, birçok betonarme havuzun çatladığını, yarıldığını ve kaçaklar oluşturduğunu göstermiştir.
Eğer bu depremler havuzların yoğun şekilde kullanıldığı yaz aylarında meydana gelseydi, sonuçlar çok daha ağır olabilirdi.
Tuğla, briket, profili belirsiz saclar veya zemine gömülmesi teknik olarak uygun olmayan malzemelerle imal edilen havuz kasaları, zamanla çürüyerek ciddi statik zafiyetlere yol açmaktadır.
Böylesi yapısal zafiyetler, kullanıcının su içerisindeyken yaşanması durumunda büyük bir felakete dönüşebilir.
Havuz sektörünün mevcut durumu ve önerilen düzenlemeler
Farklı havuz alanlarında uzun yıllardır hizmet veren ve Türkiye’nin ilk prefabrik havuzlarını sektöre kazandıran firma olarak, sektörü bütüncül şekilde değerlendirdiğimizde bazı önemli eksikler görüyoruz.
Bugün Avrupa’da özel kullanım havuzları için belirlenmiş çeşitli normlar ve standartlar mevcuttur.
Bu standartlar sayesinde havuzlara tıpkı binalarda olduğu gibi enerji verimliliği ve kullanım değerlerine göre kimlik verilmektedir.
Artık Avrupa'da bir havuz; hijyen, sürdürülebilirlik, doğaya etkisi ve geri dönüşüm gibi birçok ölçüte göre derecelendirilmekte ve denetlenmektedir.
Bu da Türkiye'de de mimarların, müteahhitlerin ve kamu otoritelerinin bir an önce havuzlara yönelik teknik bir standart oluşturmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Prefabrik havuz sistemleri; fiberglass, liner kaplama, inox, polietilen gibi çeşitli teknik yapı ve malzemelerden oluşabilir.
Ancak en kritik unsur, bu farklı kasaların her birinde yayılı yükün doğru şekilde taşınabilmesini sağlayan statik güvenliktir.
Aynı zamanda bu kasaların iç kaplamalarında kullanılan tüm malzemeler, havuz kimyasallarına ve çevre şartlarına dayanıklı olmalıdır.
Filtrasyon ve dezenfeksiyon sistemleri de bu doğrultuda standartlara uygun olmalıdır.
Prefabrik havuzlar, betonarme havuzlara kıyasla daha düşük filtreleme yüküne sahiptir çünkü liner kaplama sayesinde iç cidarda derz bulunmaz; bu da mikroorganizma barınma riskini düşürür.
Yine de, filtrasyon ve dezenfeksiyon sistemlerinde dünya genelinde geçerli olan standartlardan asla taviz verilmemelidir.
Özellikle çocuklar için doğru dezenfekte edilmemiş havuzlar; orta kulak iltihabı, idrar yolu enfeksiyonları gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Yarım saatlik bir yüzme süresinde, kullanıcı istemsiz şekilde yaklaşık 10 ml su yutar.
Bu da suda bulunan bakteri, virüs ve askı maddelerin doğrudan vücuda geçmesi anlamına gelir.
Havuz kimyasalları, özellikle klor, mikroorganizmalara karşı savaşan aktif maddelerdir ancak vücut içine alındıklarında faydalı bakterileri de yok edebilirler.
Bu nedenle, ister prefabrik ister betonarme olsun, filtrasyon ve dezenfeksiyon sistemleri asla ihmal edilmemeli, doğru mühendislik ve kaliteyle uygulanmalıdır.
Yapı Havuz’un sektöre katkısı ve gelecek vizyonu
Prefabrik havuz sistemlerinde kullanılan liner iç kaplamalar, ekipman kalitesi ve teknik detaylar her geçen gün gelişmektedir.
Önümüzdeki 10 yıl içerisinde prefabrik havuzların, pazarın %40’lık bölümünü oluşturacağını öngörüyoruz.
Bugün villa tipi projelerde kullanıcıların büyük çoğunluğu artık prefabrik havuzları tercih etmektedir.
Kurulum hızı, montaj kolaylığı, düşük işletme maliyetleri ve 10 yıla varan garanti süresi bu tercihleri destekleyen en önemli unsurlardır.
Türkiye’de 10 yıl garanti sistemini ilk başlatan firma biz olduk.
Bugün 25 yılı aşan üretim tecrübemizle iki defa garanti süresi yenilenmiş referans havuzlara sahibiz.
Bu vizyon doğrultusunda yaklaşık 12 yıl önce, Türkiye’nin ilk ve tek prefabrik havuz fabrikasını “Yapı Havuz” çatısı altında kurduk.
Temelinde 1996’dan bu yana Avrupa’dan ithal ettiğimiz Zodiac prefabrik havuzlarının imalat ve montaj deneyimini taşıyan bu tesis, yeni nesil teknolojileriyle en yüksek kaliteyi hedeflemektedir.
Bugün, 10.000 metrekarelik üretim alanımızda 17 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz ve uluslararası fuarlarda düzenli olarak stant açıyoruz.
Bu sadece bir üretim başarısı değil, aynı zamanda Türkiye'nin mühendislik gücünü dünyaya gösteren bir örnektir.
Fabrika olarak üretim parkurlarımızı ve üretim kapasitemizi, hem iç hem de dış piyasanın taleplerine yanıt verebilecek şekilde planladık.
Bugün itibarıyla, Türkiye iç pazarında prefabrik havuzlara olan talep üretim kapasitemizin altında kaldığı için, tam kapasiteyle çalışarak Avrupa başta olmak üzere pek çok ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.
Prefabrik havuz fabrikasına sahip olan, Avrupa’daki sayılı ülkelerden biriyiz. Aynı zamanda Türk Cumhuriyetleri, Afrika ülkeleri ve denizaşırı pazarlara yönelik ihracatlarımız da istikrarlı şekilde devam ediyor.
Bu çerçevede, pazarlama tekniklerimizi sürekli geliştiriyor, satıştan çok ürün kalitesi ve mühendislik değerleriyle ön planda olmayı hedefliyoruz.
Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri olan “ürünü nasıl daha ucuz hale getiririm” yaklaşımından tamamen uzak duruyoruz.
Biz Yapı Havuz olarak, önceliğimizi ürünü daha kullanışlı, uzun ömürlü ve güvenli hale getirmek üzerine kurduk.
Ucuzluk hedefiyle değil, geliştirme vizyonuyla kullanıcıya değer katan teknik çözümler üzerinde çalışıyoruz.
Bu doğrultuda, 12 yıldır aralıksız süren makine yatırımlarımız, sektörümüz uluslararası standartlara ulaşana kadar da devam edecek.
Örneğin, bungalov tipi zemin üstü havuzlar birkaç yıl öncesine kadar fazla bilinmezken, bugün yılda 5.000 ila 6.000 adet gibi bir kullanım oranına ulaştı.
Yapı Havuz olarak biz de bu yeni taleplere yönelik kalıp tasarımları, özel imalat teknikleri geliştiriyor ve ürün portföyümüzü sürekli yeniliyoruz.
Her geçen yıl, hem toplam üretim adedimizi hem de ihracat kapasitemizi artırarak sektördeki yerimizi güçlendiriyoruz.
Tüm bu başarıların yanı sıra, Ulusal Havuz Enstitüsü (UHE) ile sürekli iletişim halindeyiz.
Ürünlerin gelişimi, doğru ürünün tüketiciye ulaşması ve teknik standartların oluşturulması adına yapılan tüm yazışmalarda ve komisyonlarda aktif olarak yer alıyoruz.
Bugün için bu çabaların bazı sonuçları sınırlı görünse de, bizler bunun orta ve uzun vadede sektöre büyük katkılar sağlayacağını biliyor ve geçmişte de benzer süreçlerin olumlu etkilerine bizzat şahit olduk.
28 yıllık deneyimi ve mühendislik gücüyle Yapı Havuz, Türkiye’de ve dünyada mega projelerin ilk tercihi olmaya devam ediyor.
Bildiğiniz gibi, Yapı Havuz bünyesinde iki ayrı yapımız bulunuyor.
İlk firmamız, 1996’dan bu yana faaliyet gösteren bir taahhüt firması olup; projeyi başından sonuna kadar üstlenerek anahtar teslim çözümler sunuyoruz.
Bu anlayışla, uluslararası birçok büyük ölçekli projeye imza attık.
Bugüne kadar Rusya, Suriye, Irak, İran, Libya, Senegal, Gine, Kongo, Ruanda, Kamerun, Benin ve Ekvator Ginesi gibi birçok ülkede referans projeler gerçekleştirdik.
Bu projeler arasında olimpik havuzlar, standart yarışma havuzları, konferans merkezleri, SPA alanları, oteller ve tatil köyleri gibi sayısız ıslak hacimli yapılar yer aldı.
Örnek vermek gerekirse, Ekvator Ginesi'nin başkenti Malabo Adası’nda, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan bir projede yer aldık.
Bu projede gerçekleştirdiğimiz 7.800 m²’lik özel kullanım bireysel havuz, dünyanın en büyük özel kullanım havuzu olarak tanındı.
Bu nedenle projemiz, uluslararası bir belgesel kanalının “Mega Projeler” başlıklı programına konu oldu ve global ölçekte ses getirdi.
🌍 Uluslararası Referanslarımızdan Bazıları:
-
Senegal / Dakar Projesi
-
Ekvator Ginesi / Malabo Projesi
“Prefabrik havuz sektöründeki liderliğimizin sorumluluğuyla, tecrübemizi gelişen teknolojik imkanlarla birleştiriyor; AR-GE çalışmalarımızla sektördeki kalite çıtasını sürekli yukarı taşımayı kendimize görev ediniyoruz. Dinamik yapımızla her yıl gerekli teknoloji ve makine yatırımlarını kararlılıkla sürdürüyoruz.”
Türkiye’nin en prestijli projelerinde Yapı Havuz’un tekrar tekrar tercih edilmesi, yıllara dayanan tecrübemizin ve başarımızın açık bir göstergesidir.
Bugüne kadar, dünyada benzeri olmayan birçok projede yalnızca uygulayıcı değil, aynı zamanda proje gelişiminde yönlendirici bir rol üstlendik.
"Yapılamaz" denileni başarmak için azimle çalıştık, birçok büyük inşaat firması için güvenilir bir çözüm ortağı olduk.
Örneğin bugün, İstanbul’un gözbebeği Haliç’te konumlanan Tersane İstanbul projesi kapsamında; onlarca otel, sosyal tesis ve olimpik standartlardaki yüzer havuz imalatlarımızı, Türkiye’nin önde gelen inşaat firmalarıyla birlikte yürütüyoruz.
Bu projelerde hiçbir dış teknik destek ya da denetim firması olmadan, yalnızca kendi mühendislik altyapımız ve saha tecrübemizle tüm süreçleri başarıyla yönetiyoruz.
Bu düzeyde prestijli projelerde tercih edilmek bizim için büyük bir gurur kaynağıdır.
Hiçbir tecrübenin bir günde kazanılamayacağının bilincindeyiz.
Yaklaşık 28 yıllık birikim ve sayısız başarılı projeyle edindiğimiz deneyim bizi bugün bulunduğumuz noktaya taşıdı.
Proje ve taahhüt firması olarak bu yolda istikrarlı şekilde ilerliyor; öğrenmeyi, gelişmeyi ve geliştirmeyi asla bırakmıyoruz.
Aynı zamanda bünyemizde eğitim faaliyetlerine büyük önem veriyoruz.
Tüm bilgi birikimimizi ve deneyimlerimizi dijital altyapılarımızda kayıt altına alıyor, kendi akademimiz olan “Yapı Havuz Akademi” çatısı altında sektöre nitelikli personel kazandırıyoruz.
Sertifikalı eğitim programlarımızla başarılı olan çalışma arkadaşlarımızı kadromuza dahil ediyor, böylece ekip içi uyumda sorun yaşamadan kaliteli işler üretmeye devam ediyoruz.
Globalde gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahsetmişken biraz da yurt içi pazarda sunduğunuz çözümlerden konuşmak isteriz. 2023 yılında kamu ve özel sektör tarafında gerçekleştirdiğiniz mega projelerinizden bahseder misiniz?
Prefabrik havuzlarda yola çıktığımız ilk konu portable bir teknolojiyi gerekli hijyen ve dezenfeksiyon standartları kapsamında kullanıcıya ulaştırmaktı. 2020 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın “Yüzme Bilmeyen Kalmasın” isimli 1 milyon yeni yüzücüyü hedefleyen projesiyle Türkiye’nin her ilinde ve 244 ilçesinde 244 adet, tüm projesi tarafımıza ait olmak üzere, yarı olimpik standartlarda zemin üstü prefabrik panel sistem havuzların imalatını gerçekleştirdik. Genel olarak okul bahçelerinde yaz okulu olarak kullanılan bu yapılar demonte olup her yıl aynı alanda tekrar hizmet verilmek üzere tasarlandı ve çok yüksek sayılarda kullanıcılar ile buluşup halk tarafından beğenildi, bunun paralelinde devlet tarafından desteklenerek her yıl bu çalışmalara yenileri eklendi. Gerek prefabrik havuzdaki bir üst kademeye geçen bu teknolojinin mimarı olarak, gerekse toplumumuza verdiğimiz bir hizmet olarak bu projede olmaktan mutluluk ve gurur duymaktayız. Bugün geldiğimiz bu noktada birçok ülkede bu projeye talep bulunmakta ve farklı ülkelere bu çalışmayı yapmaktayız.
Gerekli standart ve hijyen şartlara uygun filtre ve pompa gruplarını kullanmaya özen gösteriyoruz.
Sağlıklı ve güvenilir havuzlar için havuz dezenfeksiyon sistemleri önem taşıyor. CSP’nin sektörle buluşturduğu havuz dezenfeksiyon sistemlerinin teknik özellikleri nelerdir?
Projelerimizde kullandığımız dezenfeksiyon ve filtrasyon ürünlerinde TSE ve uluslararası standartlara uygun, hijyen şartlarına ait filtre ve pompa grupları kullanmaktayız. Aynı zamanda dezenfeksiyon ürünleri olarak genelde tuz klorizasyonları ve pH otomasyonları tercih ediyoruz. Bu konuda uluslararası alanda
Poolstar, CGT, Coverseal, Aiper gibi dünya devi imalatçı firmalardan havuz ekipman ve aksesuarları tedarik edip projelerimize ve sistemimize ekliyoruz.
CSP Prefabrik Havuz, Co Pool panel ile bu alandaki üstünlüğü ve yeni geliştirilen bir malzemenin de avantajlarını kullanarak yepyeni bir havuz konsepti yarattı. Yeni konseptin avantajlarından ve ürünün zemin üstü havuzlarda sağladığı dayanıklılık, güvenlik, sağlamlık ve projelerde estetik özelliklerinden bahseder misiniz?
CSP Prefabrik Havuz olarak Co Steal, Co Pool ve Co Panel olmak üzere 3 modelimiz bulunuyor. Co Steal uluslararası platformlarda uzun yıllardır edindiğimiz tecrübeye ve standartlara göre imalatında bulunduğumuz oval havuzlardır. Co Pool dediğimiz zemin üstü havuzlar daha çok prefabrik evlerin, bungalovların Tiny havuzların, daha zemin üstü olan havuzlarla ilgili bölümü için geliştirildi. Laklı paneller ve çelikler kullanıldı. Korozyona karşı, hijyen ve filtre standartları sağlandı. Fakat toprak altı gömme dediğimiz statik, profesyonellik, tecrübe ve malzeme bilgisi gerektiren bölümünde standart ürünlerin dışında sertifikalı ve patentli Co Panel adı altında bir ürün geliştirdik. Bu ürün uluslararası platformda en çok ihracat yaptığımız ürünlerden biri oldu ve iç piyasada en büyük firmaların, müteahhitlerin ve işverenlerin kullandığı ürünler arasına girdi. Co Panel belli statik hesaplarla projenize yönelik kullanılan bir duvar yapısıdır. Bu duvar laklı çelikten oluşur ve çeliğin taşıyıcısının havuzda kullandığınız su miktarına paralel olması önem taşır. İçerisinde kullandığımız bütün panellerde özel bir lak sistemi geliştirdik ve üretim bölümümüzde bir lak havuzumuz bulunuyor. Paneller bu lak havuzlarında kaplanıyor, böylece çeliğin korozyondan korunması sağlanıyor. Diğer ekipmanlar ise birbirine demonte vaziyette vidalıdır, panellerin desteklerini veren omegalarda veya birleşiminde asla kaynak kullanılmamakta olup teknolojisi bize ait, press kilit dediğimiz bir sistem kullanılmaktadır.
“Sertifikalı ve patentli ürünümüz Co Panel, uluslararası platformda en çok ihracat yaptığımız ürünlerden biri oldu ve iç piyasada en büyük firmaların, müteahhitlerin ve işverenlerin kullandığı ürünler arasına girdi”
Bunun dışında iç liner dediğimiz UV ve antibakteriyel sertifikalara sahip, yaşlandırma, kopma ve kimyasal testlerine sahip ürünlerle çalışıyoruz. Bu ürünlerde de AR-GE’miz hiçbir zaman son bulmuyor. Panel yapımız panel kasamız şu anda 17 ülkeye ihracat yapılıyor. Bunun içinde 6 ülke Avrupa ülkesi (Avrupa ülkelerine yapılan ihracatlarda montaj kılavuzundan malzeme sertifikalarına kadar tüm teknik doküman ve uluslararası onay verici kurumlardan sertifikaların olması şartı ile ürünler kutulama detaylarındaki standartlara kadar dikkat edilerek ihracat yapılır) yurt dışında da bizden ana bayilikler isteyen ana dağıtıcıların talepleri bulunuyor.
Artık yılların verdiği tecrübe ile standarda binmiş ölçü ve kullanım şeklindeki modellerimiz bulunuyor. Bazı standart ürünlerimiz var. Bunların artık kullanımı, kişi sayısı, yeri ve kullanım amacı belli. Hepsinin de bir standardı var.
Şubat ayında meydana gelen depremle birlikte Türkiye en zorlu süreçlerinden birini yaşadı. Bildiğiniz gibi Türkiye bir deprem ülkesi ve depreme dirençli kentlerin önemi her gün biraz daha artıyor. Havuzlar da artık konutlarda en önemli alanlardan birini oluşturuyor ve projelere değer katıyor. Depreme dayanıklı havuzlar için nasıl adımlar atılmalı ve kullanılacak malzemelerin hangi özelliklere sahip olması gerekir? CSP tarafında depreme dayanıklı havuzlar için sunduğunuz çözümler nelerdir?
Depremin üzerinden 9 ay geçti, deprem felaketinden sonra insanların tercihleri daha çok yatay mimari ve müstakil evlere yöneldi. Bugün Siirt’te, Gaziantep’te, Şanlıurfa’da, Diyarbakır’da ve Batman’da şantiyelerimiz bulunuyor. Örneğin Siirt bölgesinde deprem sonrasında 32 adet havuz yaptık, şimdiye kadar bu bölgede hiç çalışmamız olmamıştı. Gaziantep ise daha hızlı reaksiyon gösterdi. Önceki yıllarda prefabrik havuz olarak kullanıcı tarafından anlaşılamazken, depremde betonarme yapılarda salınımla oluşan çatlama ve kılcal patlamaların aksine, deprem sırasında çeliğin salınımı emdi- ği ve salınımdan zarar görmediğini görünce kullanıcıların ürüne güveni kendiliğinden oluştu. Artık prefabrik havuza deprem bölgesinde çok büyük bir güven var ve betonarme havuzlar yerine prefabrik havuzlar tercih edilmektedir. Bugün bölgede statik hesabı olmayan hiçbir malzeme bilgisine sahip olmadan sosyal medyalardan veya başka firmaların ürünlerini kopyalamaya çalışırken ortaya çıkan toprak altı uygun olmayan sac, demir profil, demir kaynak, tuğla, priket gibi malzemelerden meydana gelen imalatların da arttığı görülmektedir. Prefabrik havuz adı altında bu yanlış imalatlarla bölgede savaşımız devam etmekte ve kullanıcıyı bilgilendirmekteyiz. Allah korusun tekrar böyle bir felakette bu merdiven altı yapıların eski betonarme havuzlardan daha da kötü sonuçlara sebep olacağını anlatmaktayız. Deprem bölgesinde doğru ürünü kullanmaya yönelik bir hassasiyet oluştu. Bu hassasiyet ve verilerin ortaya çıkmasıyla ürün gamımızda gelişim daha da hızlı oldu. Şu anda gerekli projelerde gerekli statik ve malzemelerle bölgedeyiz.
Prefabrik veya betonarme fark etmeksizin havuzlarda belediye tarafında bir proje istenmekte. Sadece mekanik değil, statik ve elektronik olmak üzere bütün projelerin verilmesi gerekiyor. Kullanıcılardan tek ricamız havuzu yaptıracağı firmadan benzer bir belediye projesi istemesi, inşai, statik, metal statik, elektrik ve mekanik projenin talep edilmesi. Bunu verebilen bir firmayı denetlemek ve güven sağlamak kullanıcının menfaatine olacaktır. Bunları sağlayamayan firmalardan uzak durmaları gerekmektedir, çünkü bu firmalar kullandığı malzeme hakkında kendisi bile malzeme ve imalat bilgisine sahip değildir. Örneğin kullanılacak galvaniz sacın toprak altına gömülmesi için uygun olduğu hakkında üretici firma tarafından bir sertifika yazısı istenebilir.
Bizim ayrıca 4 büyük imalatçı firma ile Fransa, Almanya, Belçika, Amerika ülkelerinden distribütörlüğümüz bulunuyor. 20 yıl boyunca Zodiac’ın distribütörlüğünü yapınca şuna inanıyoruz, kendini kanıtlamış doğru ürünleri kullanmak hem kendi işimizin hem de imalat tekniklerimizin gelişimlerini sağlıyor. Bununla ilgili dünyaca ünlü CGT iç kaplama liner sistemini, Poolstar tuz klorizasyonu, pH otomasyonu, ısı pompası cihazlarını kullanıyor ve bu süreçte yine kendi AR-GE’mizi ve alt yapımızı geliştiriyoruz. Artık yeni teknolojilerle birlikte yükselişte olan kablosuz robotlar konusunda Aiper Amerika ile anlaşma sağladık.
Havuz aksesuarlarında, ısıtma, solar duşlar gibi birçok konuda destek aldığımız Poolstar markasıyla iş birliğimiz kapsamında biz onlara prefabrik havuz gönderirken onlardan da havuz ekipmanları alıyoruz. İki tarafta birbirine hem altyapı hem de teknolojik olarak fayda sağlıyor.
Dünyada bu sektörde kendini ispatlamış çok fazla marka bulunuyor. Türkiye’de çok büyük bir Pazar aslında. Know-How paylaşımı yaptığınızdan ve teknolojik Know-How’ı alıp kendi ürünlerinizde test ettiğinizden bahsettiniz. Akıllı havuzlar ve bağlana bilirlik ile ısı pompaları ve enerji verimliliğini değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz? Sektörün deneyimli bir firması olarak akıllı havuzlara nasıl bakıyorsunuz?
Türkiye’de havuz sektörünün büyük bir geçmişi yok maalesef. Örneğin, bundan 20 yıl önceki Türk filmlerinde mavi bir havuz göremezsiniz. Buradan baktığınızda bugün Türkiye’deki havuz sektöründe s on 20 yıldaki hızlı gelişimi fark edebilirsiniz. Burada inşaat sektörünün gelişimi de önemli. Biz 1996 ve 1997’de 10 tane havuz yaparken bugün 300 400 tane havuz projelerinden bahsediyoruz. Bu havuzların iç ekipmanları ve dezenfeksiyon sistemleri gibi malzemelerinin yüzde 99’u ithalken bugün %90’ından fazlası artık yerli imalat. Bu yerli imalatlar dünyadaki havuz sektöründe yaşanan gelişmeleri takip etti. Pandemi ile birlikte de cep telefonu ile havuzuna müdahale etmesi veya kullanılacak ekipmanlar hakkında bilgi sahibi olması daha rahat oldu. Ardından talepler gelmeye başladı. Önceden de talep alıyorduk ama bir kullanıcıdan referansı almayınca müşteri de bu konuda tereddüt ediyordu. Olumlu referanslar ve yorumlar artınca her şey birbirini tamamladı.
Bugün insanları cep telefonundan havuzlarını yönetir hale getirdik. Bundaki en büyük ölçü ise insanların çocuklarının kullandığı ya da yanlış kullandığı havuzlardaki hijyeni kontrol altında tutmak istemesidir. Bu kontrol gerekliliğini biz doğru olarak anlattık ve hep ilk tercih edilenlerden olduk. Kullanıcıların havuz
dezenfeksiyon değerlerini kontrol etmesi gerekliliği ile ilgili bilinç arttıkça bu ürünlerin kullanımı daha da yaygın olacaktır. Bilinç ve ihtiyaçlar arttıkça teknolojinin hızla gelişmesi devam edecektir.
2024 yılı için CSP olarak imalat ve ihracata, Yapı Havuz olarak proje ve taahhüt işlerimize hızla devam edeceğiz.
2023 yılı Csp Pools için nasıl geçti?
2024 yılı için beklenti ve hedefleriniz nelerdir?
Ülke ekonomisine paralel bir seçim atlattık. 2023 bizim için kendi ticaretimizde başarılı bir yıldı ve özellikle dövizlerdeki hareketlilik ihracatımızı hareketlendirdi. Enflasyon kaynaklı olarak bireysel müşteride bir düşüş söz konusuydu, bunu da prefabrik havuzun ekonomik boyutu ile kapattık. Artık kişilerin bireysel olarak kendi kendine bina ve betonarme havuz inşaası, gerek maliyetlerin gerekse imalat tekniklerinin zorlu- ğu sebebiyle azalmıştır. Artık proje bazında toplu imalatların firmalar tarafından yaygın bir şekilde gerçekleştirildiği görülmektedir. Pandemi sonrası kalabalık havuzlara rağbet kalmadı, şimdi artık özel kullanımda evin bahçenin bir parçası olarak lüksten çıkıp standart kullanım eş- yası olarak yerini aldı. 2024 yılında özellikle uluslararası finansmanlı projelerde daha çok yer alacağımızı, şu anda yaptığımız ön çalışma projelerden tahmin etmekteyiz. Bireysel olarak prefabrik havuzlar devam edecektir ama betonarme tarafında talebin daha da düşeceğini düşünü- yorum. CSP olarak ise ihracatımız her yıl artıyor. 2024 yılı için CSP olarak imalat ve ihracata, Yapı Havuz olarak proje ve taahhüt işlerimize hızla devam edeceğiz.
HAVUZ PROJELERİNİZ İÇİN
Hayalinizdeki havuz için hemen fiyat teklifi talebinde bulunun